Roma Gezi Rehberi (Roma Yürüyüş Rotası)

Şimdiye kadar 3 kez gidip sadece 15 gün kadar geçirebildiğim Roma'yı size en masrafsız ve en hızlı bir şekilde gezmeniz için kısa bir yürüyüş turu hazırladım. Bu turu eğer bir seyahat acentesi ile de giderseniz onların rehberliğinde yapabilir, kaldığınız otelden vb. satın alabilirsiniz. Ama bütçeniz kısıtlıysa, bu yazıyı yanınıza alıp gönül rahatlığı ile gezebilirsiniz Roma'yı...
Baştan söyleyeyim. Şimdiye kadar gezdiğim şehirler arasında en sevdiğim yerler listesinin bir numarası Roma. Tarih, sanat, hava, yemek, insanlar, atmosfer ve memnuniyet kriterlerinden en yüksek puanlar alan bu imparatorluk şehrini 10 saat gibi kısıtlı bir zamanda hızlıca gezmek için kendimce en uygun rotayı bu yazıda bulunabilirsiniz.
Roma İmparatorluğu'nun ve bir zamanlar dünyanın başkenti konumunda olan 2800 yıllık kadim şehir, yurtdışı gezilerine başlayacak gezginler için ilk gidilecek nokta bence. Bu şehri gördükten sonra normal olarak daha sonra gittiğiniz yerleri burası ile kıyaslamaya başlayıp sonra yine tekrar bu şehre geri dönmek için fırsat aramaya başlayabilirsiniz, benden söylemesi...
Tiber nehrinin ikiye ayırdığı, dünyanın en küçük ülkesi Vatikan'a da ev sahipliği yapan Roma'da gezip görülecek o kadar çok şey var ki... Müze ve ören yerlerini gezmeden bile sadece belli başlı noktaları ziyaret ederek yine de 1-2  günde tamamlanamayacak kadar çok yer var. O yüzden hızlıca gezilecek bir rota ile hem güzel kareler yakalama şansınız olacak, hem de "aaa onu görmemişim" demek zorunda kalmayacaksınız evinize döndüğünüzde...

3 Milyona yakın nüfusu, bir o kadar da turisti de eklediğinizde dar sokaklar insanlar ile dolup taşacak. O yüzden sabah erken saatlerde yola çıkıp bu turu yapmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.  Yazı giderseniz eğer, yerel halk yazlıklarında olduğu için adres sormak için bir tane bile Romalı bulamadığınız anlar olabiliyor, yanınızda harita ile dolaşan Venezuella'lı gezginler ile yön tayin etmeye çalışırken bulabilirsiniz kendinizi...

Bu kadar yabancı ziyaretçiden sonra şehrin esnafı da artık bunalmış durumda. Adres sorma ve tuvalet kullanma konusunda pek yardımcı olmuyorlar. O yüzden rota üzerinde kullanabileceğiniz kaynaklar konusunda da yardımcı olmaya çalışacağım.

Öncelikle yanınızda mutlaka boş bir şişe bulunsun. Şehrin her yerinde soğuk ve güzel tadı olan sağlıklı suları içmeniz için çeşmeler bulunuyor. Yalnız gezenler için selfie çubukları ne kadar kullanışlı olsa da "ben turistim" diye bağırmanıza sebep oluyor. Etrafta bunları 10 Euro civarı fiyatlara satan göçmenler de var. Unuttuysanız bunlardan da alabilirsiniz. Paranızı uygun bir şekilde saklamanızı, pasaportunuzu da yanınızda dolaştırmaktansa otelde bırakmanızı her yazıda olduğu gibi burada da tekrarlayalım. Kimlik kartınız ve otel bilgileriniz yanınızda olsun ama...
Nerede kalmak sorusunun cevabı tamamen size kalmış, bütçenize göre merkeze yakın bir bölgede kalabilir ya da uzak ve ucuz otelleri seçip, ulaşım alternatiflerini değerlendirebilirsiniz. Termini istasyonunu civarındaki yerlerde kalırsanız metro ile istediğiniz yere ulaşmanız daha kolay olacaktır. Fakat bölgenin gece geç saatlerde çok da güvenli olmadığı konusunda duyumlar dolaşıyor ortalıkta. Ben her gidişimde şehir merkezinin dışında daha yeni otellerde karmaşadan uzak dinlenebileceğim yerlerde kalmayı tercih ettim. Seçim - ve bütçe- sizin...
Başlayalım. İlk noktamız Piazza Del Popolo olsun. Burası turuncu A hattı üzerindeki Flaminio metro durağına yakın.
Roma 

Meydan ismini Santa Maria del Popolo kilisesinden alıyor. En büyük meydanlardan biri ve Halkın Meydanı anlamına geliyor ismi... Meydandaki ilk gözümüze çarpan eser bence dikilitaş. Mısır’dan dünyanın dört bir yanındaki kentlere giden bu eserlere Roma'da sık sık rastlayacağız.

Piazza Del Popolo 1890 yılının başları

Meydan ismini Santa Maria del Popolo kilisesinden alıyor. En büyük meydanlardan biri ve Halkın Meydanı anlamına geliyor ismi... Meydandaki ilk gözümüze çarpan eser bence dikilitaş. Mısır’dan dünyanın dört bir yanındaki kentlere giden bu eserlere Roma'da sık sık rastlayacağız.

Konserler ve etkinlikler düzenlenen meydandaki dikilitaş Firavun 1. Sethy'ye ait olup yaklaşık 24 mt. uzunluğunda. Bu meydanda ayrıca 3 çeşme de mevcut. Fontana del Obelisco, Acqua Vergine Nuovo ve Fontana del Nettuno.

Hemen bir hatırlatma yapalım.
Fontana = Çeşme
Piazza = Meydan
Obelisco = Obelisk, Dikilitaş
Via = Cadde
Basicila = Bazilika, Kilise
Ponte = Köprü
Museo = Müze
Castel = Kale

Meydanın diğer tarafında yol üçe ayrılıyor. Via di Ripetta, Meşhur markaların olduğu Via del Corso ve İspanyol Merdivenleri'ne giden Via del Babuino. Bu yol ayrımının başında ise 2 kilise daha var. Chiesa di Santa Maria dei Miracoli ve Basilica di Santa Maria in Montesanto. Bu kiliselere ikiz yakıştırması yapılmakta, küçük farklar dışında (çan kulesi, sundurma vs) birbirlerine çok benzemektedirler.

Her gidenin fotoğraf çektirdiği, basamaklarında sosyalleştiği İspanyol Merdivenleri'ne doğru yola çıkıyoruz. Via del Babuino'dan yürüyerek mağazaları geçiyoruz. Chiesa di Sant'Atanasio dei Greci ve Fontana del Babuino gibi yerler de bu cadde üzerinde. Çok fazla kilise ve çeşme var. Her birinde 2 dakika fotoğraf molası bile 1 haftaya tekabül ediyor. Hepsinden yazıda bahsetmek bile neredeyse bir ansiklopediye bedel. O yüzden rota üzerindeki yerleri yazalım, siz karar verin içine girip girmeyeceğinizi, ne kadar vakit harcayacağınızı...

Biraz daha ilerleyince Piazza di Spagna'ya varıyoruz. İspanyol Elçiliği'nin yakınlarında olunca bu ismi alan meydandaki en popüler yer ise İspanyol Merdivenleri. Üst tarafta yer alan Trinita dei Monti Kilisesi'ne ulaşım için yapılan bu merdivenler, neredeyse tüm ziyaretçilerin ortak yeri. Yakın zamanda restorasyon sonucunda temizlendi ve yenilendi. 2019'da alınan bir karar ile artık oturmak yasaklandı. Daha önce de yemek ve içmek yasaklanmıştı. Devamlı düdük sesiyle uyarılan yapan görevliler yüzünden artık eskisi kadar ilgi çeken bir mekan olmayacağını düşünüyorum...
Meydanda ayrıca güzel bir çeşme de var, Fontana della Barcaccia. 1627 yılında Roma'nın bir çok eserini yapan Bernini'lerin yaptığı çeşme bir kayık şeklinde ve cadde seviyesinde...

Caddeden devam ediyoruz, küçük bir meydan olan Piazza Mignialli'ye çıkıyoruz. Burada da bir sütunla karşı karşıya geliyoruz. Colonna Dell'Immacolata 1857 yılında inşa edilmiş, üzerinde yılanın üzerinde duran Meryem Ana heykeli, İncil'den ayetler tutan 4 melek gibi tasvirler bulunmakta. Burası diğer yerler göre daha az kalabalık olduğu için güzel kareler yakalamak için ideal...

Via dei Due Macelli'den yolumuza devam ediyoruz. İlk aradan değil, ikinci aradan Via del Tritone caddesinden sola dönüyoruz. Biraz daha yürüyüp Piazza Poli'den sola dönüp Via Poli'den aşağıya doğru yürüyünce de Roma'da herkesin görmek için can attığı Fontana di Trevi'ye varıyoruz. Burası biz Türkler için Aşk Çeşmesi. La Dolce Vita filminde dilimize öyle çevrilince bizim için hep aşk çeşmesi olarak kaldı. Her şehirde olan para atma aktivitesi burada da mevcut. Eğer arkanızı dönüp parayı havuza düşürürseniz şehri bir kez daha ziyaret edebileceğinize inanılıyor. Koskoca havuza denk getirememek biraz zor. Hatta para ve sağlık da işin içine girince atılan paraların miktarı üçe çıkıyor. İkinci para bir İtalyan ile tanışacağınız, üçüncü para ise onunla evleneceğiniz anlamına geliyormuş. Belediyenin buradan günde 2-3 Bin Euro topladığını düşünürsek, ziyaretçilerin buna gerçekten inandığını düşünebiliriz. O yüzden 1 kuruşluk madeni paralardan yanınızda bol bol götürmenizde fayda var. 2014 yılını 2015 yılına bağlayan Aralık ayının son günlerine denk gelen ikinci ziyaretimde hoş bir sürpriz ile karşılaşmıştım. Tüm eser kapsamlı bir bakımdan geçtiği için kapalıydı. Roma Belediyesi yine de para atıp dilek dilemek isteyen ziyaretçileri unutamamış, neredeyse bir küvet kadar olan bir alana su doldurup, para kaynaklarını işletmeye devam etmişti...

Biraz çeşmeden bahsedelim. Trevi Çeşmesi, Nicola Salvi tarafından 1732 de yapımına başlanmış ve 30 yıl gibi bir sürede inşa edilmiş. 30 metreye 20 metre ölçülerinde Poseidon'un kanatlı atların çektiği arabasıyla yanlarındaki Demeter ve Hygieia'ya hava attığı anı görmek için en güzel zaman kalabalığın olmadığı sabah saatleri ve ışıklandırmanın bir kat daha güzel gösterdiği gece vakitleri. Hemen karşısındaki dondurmacılar ise kısa bir mola için ideal...

DEVAMI http://gezerdoner.com/2019/08/24/roma-gezi-rehberi-roma-yuruyus-rotasi/

Yorumlar

Popüler Yayınlar